1. D&R
  2. Kitap
  3. Edebiyat
  4. Türk Günlük Anı

Esaretin Bedeli Anı Seti-7 Kitap Takım

Esaretin Bedeli Anı Seti-7 Kitap Takım
Mağaza: D&R
Son Fiyatı: 346.30 TL

Benzer Ürünler

Satıcıdan aynı kategoride diğer ürünler

Tümü

Ürün bilgileri

Setin İçindeki Kitaplar Mağluplarla Beraber   Rumeli Rüzgarı 'Rumeli Rüzgârı, büyük ninelerimi İstanbul'a ve Anadolu'ya savurup getirmiş hicretin hikâyesi elbette... Rüzgâr, sadece zorunlu göçün hatırası, nostalji notları olarak da geçmiyor bu defterlerde. Kuşaklar arasında yaşadığımız derin dönüşümler, şimdilerde yerleşik olduğumuz halde etrafımızdaki mekân üzerinden süren ve belki zorunlu göçlerden, hicretlerden çok daha kudretli akıl almaz değişimler, eşyanın hakikatine vakıf olmamıza engel müthiş hızlı süreçler de, Dört Defter'in hayretlerindendir... Buna rağmen Rumeli Rüzgârı, nesilden nesile çok da bilinçli olmayarak aktarılan benzeşimleri, içerik değiştirse de bir türlü yatıştırılamayan tedirginliklerimizi, sebepli sebepsiz hasretlerimizi, bağlılıklarımızı, hiç kurtulamadığımız esaret hissiyatımızı, en önemlisi 'tavır' olarak tüm sonraki kuşaklara da sirayet etmiş bir 'ruh hali'ni işaret eder...' Usta yazar Sibel Eraslan'dan türlerin arasında cesurca salınan, Balkanlar'dan Akdeniz'e, asırlar evvelinden bugüne gelerek kokulardan seslere, uzak hatıralardan yakın tanıklıklara, insanın ve hayatın derinliklerine temas eden zengin ve çok katmanlı bir metin. Her defterin adeta sihirli bir kapı işlevi gördüğü kırk odalı, büyük ve bereketli bir konak Rumeli Rüzgârı.   Srebrenitsa'nın Öyküsü   Srebrenitsa: Batı medeniyeti ve BM'nin tarihin çöplüğüne gömüldüğü şehir.  Birleşmiş Milletler tarafından Güvenli Bölge ilan edilen Srebrenitsa'da 11 Temmuz 1995'te binlerce insan, BM'nin ve tüm dünyanın gözü önünde Sırplar tarafından katledildi ve yaşadığı yerleri terk etmeye zorlandı. Üstelik Sırp askerlerin konvoyunun benzini Hollandalı askerler tarafından karşılanmıştı. Geriye insanlık tarihinin en büyük utanç tablolarından biri kaldı... Hala tam anlamıyla açıklığa kavuşturulamayan Srebrenitsa katliamı, insanoğlunun gördüğü en büyük kıyımlardan biri ve bugün katliamın 12. yılında hala mezarlardan insan iskeletleri ve tüyler ürpertici yeni belgeler ortaya çıkmaya devam etmekte… 2007 Şubatında Uluslararası Adalet Divanı, Srebrenitsa'da yaşananların soykırım olduğu yönünde karar aldı, ama, 'Suç var, suçlu yok' dedi ve tutuklanacak kimseyi bulamadı.  Balkan edebiyatının en büyük isimlerinden Isnam Taljic, Srebrenitsa'nın öyküsü ve dramını anlatıyor. Derdini anlatacak kimseyi bulamayan, yıkılmış, bitik insanların öyküsü bu. Çaresizliğin resmi...   Karasevdam Türkiye - Ahıska Türklerinin Yeniden Doğuşu 1829-1992   1829 yılında Osmanlı Devleti'nin Rus İmparatorluğuyla yaptığı savaşta yenilmesi sonucunda Anadolu Osmanlı Devleti'nin bir parçası Çıldır vilayetinde bulunan Ahıska Paşalığı savaş tazminatı olarak Ruslara bırakılmıştır. O tarihten itibaren özü Türk ve Müslüman olan Ahıska Türklerinin başından çok sayıda acı olay geçmiştir. 1944 yılında yaşadıkları Ahıska bölgesinden koparılan Ahıska Türkleri; Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'a sürgün edilirler. Yaşadıkları bu acı dolu süreçte benliklerini muhafaza etmeye gayret gösteren Ahıska Türkleri, sürgün bulundukları ülkelerde Osmanlının torunları olarak görülür ve bu sebepten dolayı birçok kötü muameleye maruz kalırlar. Kendisi de bir Ahıska Türkü olan İbrahim Gazigil ve arkadaşları, Ahıska Türklerinin anavatanlarına kabulü için 1988 yılında Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliğine bir dilekçe yazarak ilk resmi adımı atmış, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Devlet Bakanı R. Ercüment Konukman'ın desteğiyle uzun bir hak mücadelesi arayışına başlamıştır.  Elinizdeki bu kitap gün yüzüne hiç çıkmamış bilgilere ve belgelere dayanarak Ahıska Türkleriyle alakalı bugüne kadar hiç konuşulmamış konulara değinmekte ve Ahıska Türklerinin göç serüvenini tüm yönlerini etkileyici bir şekilde anlatmaktadır.   Gez Göz Esaret   Hamit'le birlikte Suriye'ye niçin gittik ? Şamlı çocukların, Halepli gençlerin, Hamalı annelerin acılarını kendi acılarımız olarak gördüğümüz için gittik. İnsan olmanın biraz da başkalarının acılarını paylaşmak olduğuna, çocukların bu denli öldürüldüğü bu dünyada hiçbirşey olmuyormuş gibi yerimizde oturmayı kendimize yakıştıramadığımız için gittik. Biz Suriye'ye niçin gittik ? Her gün işkence gören, her gün öldürülen, her gün aşağılanan mazlum bir halk için bir şeyler yapabilir miyiz diye gittik . Sonra kaçırıldık, kendimizi Baas rejiminin berbat hücrelerinde, işkence hanelerinde bulduk . Baas rejiminin işkence hanelerinde yaşananları gördükçe Suriye halkının Esed'e niçin isyan ettiğini daha iyi anladık . Hamit'le birlikte yaşadıklarımız adeta bir film, korku romanı gibiydi . Özellikle de kaldığımız hücrelerde şahit olduklarımız… Hamit tarihe bir not düşmek adına yaşadıklarımızı kaleme döktü, kendi gözünden anlatmaya çalıştı ve ortaya heyecanla okuyacağınız bir kitap çıktı . Ben bu çocuk ileride güzel filmler çeker diye düşünürken bir de güzel bir kitap yazdı . Hamit'i bu güzel çalışma nedeniyle tebrik ederken ; Suriye halkının hürriyet, adalet ve onur için başlattığı devrimin bir an önce zaferle sonuçlanmasını temenni ediyorum . Allah, Hurriyye, Suriyye bes… -Adem Özköse- Bu kitap zalimden daha cesur olmanın kitabıdır… -Furkan Çalışkan- Adem Özköse ile Hamit Coşkun'un 70 günlük esaretinin özeti olan bu kitap, Suriye'deki mezali-min şahitliğini yüklenmek gibi bir mesuliyeti de taşıyor omuzlarında . Kitabın sayfalarına sinen hüzün, bize mütemadiyen Suriye'yi, Suriyeli kardeşlerimizi ve özgür bir Suriye için şehadete yürüyen masumları hatırlatsın . -Yahya Coşkun- Sahte demokratlara, işe yaramaz petrol zenginlerine, mezhepçilere inat , Suriye hakkında şerefli bir hikaye…  Abdurrahim Boynukalın-   Nina 'Keşke daha önce tanışsaydık!' dedim elini tutarak. Cesaretime kendim de şaşırmıştım. Korktuğum olmamıştı. Elini kaçırmamış, aksine sımsıkı kavramıştı. Gözlerimin içine işleyen bakışları sıcacıktı.  'Sen gerçekten yolunu şaşırmış bir adamsın' dedi gülümseyerek. Hiç beklemediğim bir şekilde elimi öptü. Karadağlı kadınların örfünde, yabancı da olsa erkeğin elini öpmenin usulden olduğu rivayet edilirdi. Ama bu öpüş, öyle bir öpüş değildi. Bir minnet ifadesi yüklüydü belki de! Yine de gönlüm hayranlık ve beğeni yüklü olduğuna inanmak istiyordu. Ancak cesaretim buraya kadardı. Arzuyla yanıp tutuştuğum halde sarılamamıştım. Gözlerimde ifadesini bulan bu arzuları o da hissetmiş, yanakları al, al olmuştu. 'Lukoviç'i bana getir. Lütfen teşhir edilmesini engelle' diye fısıldadı.   Cuma Günü Uçmayan Kuş   'Eğer biri bana, 'Doğru yola yanlış kişiyle çıkmak mı yoksa yanlış yola doğru kişiyle çıkmak mı daha az riskli' diye soracak olsaydı, sanırım ben yanlış yola yanlış kişilerle çıkmanın daha az riskli olduğunu söylerdim. Ne tür bir belanın içinde olduğunun farkında olmak her şeyden daha güvenli. Timsahla dolu bir nehirden geçmek gibi. Timsahlar oradalar ama sanki aranızda gizli bir anlaşma varmışçasına, ses çıkarmadan geçişinizi izliyorlar.'   Son yılların en korkunç trajedilerinin yaşandığı Suriye savaşına yakından bakan bir roman. Ateş altındaki insanların hikayelerini, korkuyla cesareti, hüzünle coşkuyu aynı anda hissederek, bir solukta okuyacaksınız. (Tanıtım Bülteninden) )

Fiyat Geçmişi

Dönem içi en ucuz fiyat: 22 Kasım 2021 tarihinde 137.5

Dönem içi en pahalı fiyat: 5 Nisan 2024 tarihinde 346.3